top of page

ATATÜRK


Sevgili Dostlar,

10 Kasım, Atatürk'ü anma günü ve bir hafta boyunca da "ATATÜRK HAFTASI" dır.

Mahallemizin değerli sakinleri ile Atatürk'ün bize emanet ettiği aydınlık yolda, var gücümüzle, azimli adımlarla yürüyoruz, yürüyeceğiz.

Atatürk'ü anarken T.C. tarihinde çok önemi olan 13 Kasım 1918 tarihine değinmek istiyorum.

Osmanlı toprakları düşman devletlerin işgali altındadır. İngiliz ve Fransızlara sınırlarımız teslim edilmiştir. Padişah Vahdettin ile Sadrazam İzzet Paşa İngiliz buyruğunda, çıkarlarını düşünmekte idiler. Halkın çoğu cahil, fakir ve bilgisizdir. Ancak devlet, halktan askere ihtiyaç duyduğunda faydalanıyordu. Ne omuz verecek insan ne de yürek kalmıştı.

Yine bu tarihlerde Yıldırım Orduları Komutanı olan Mustafa Kemal; Güneydoğu Anadolu'da işgalcilere karşı cephe savaşlarına komutanlık yapıyor, cesurca kararlar alıyordu. Saray korkmaya, endişe duymaya başladı. Rahatı kaçmıştı. Mustafa Kemal'i saraya çağırdı, artık Güneydoğu'da ki görevi bitmişti.

13 Kasım 1918 Mustafa Kemal Adana'dan trenle, İstanbul Haydarpaşa garına geldi. Kendisini karşılayan askerlere şöyle seslendi;

-Silahlarınızı vermeyin, köyünüze götürün.

Bu ses ve emir Mustafa Kemal'in çelikten iradesinin açık göstergesiydi. Ve direnişi çoktan başlamıştı.

Türk halkının yüreğindeki derin acı ve yıkım "Ulusal Kurtuluş" için baş koymaya hazır yiğit ve onurlu Türk ulusu, önderini bulmuştu artık. Hiç yorulmadan, yılmadan, dinlenmeden, yorgun yüreklere ışık tuttu.

Dünya'da eşi olmayan ulu önder "ATATÜRK"ü anmak için bir gün, bir hafta, yıllar yetmez. O'nu hatırlamak O'nu yaşamaktır.

Bizler ulu önder Atatürk'den aldığımız güç ve kararla Türkiye Cumhuriyeti'ni korumaya yemin ettik.

Atatürk ölümsüzdür, Ülkemize ve bizlere bıraktığı emanetlerle, eserlerle ilelebet yaşayacaktır.

Sevgi Pekün

Emekli Öğretmen

79 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page