Önce kışla alanı, sonra konut alanı, sonra Squibb İlaç Fabrikası, daha sonra Merkez Bankası’nın sahipliği ve sonunda Levent Camii
Yazan: Erol Kuntsal
Büyükdere Caddesi üzerinde ve Kanyon AVM’nin karşısında 3 Temmuz 2020 günü temeli atılan Levent Camii inşaatı hızla devam ediyor. Bu yazıyı yazdığım günlerde kaba inşaatı bitmek üzereydi.
Bir süredir, çok öncesinden başlayarak, Levent semtinin yapım sürecini de kapsayan Levent tarihini yazıyorum. Bu konuda yapılmış irili ufaklı pek çok çalışma var. Üzerinde çalıştıkça ve araştırdıkça, bilinmeyen veya çok az bilinen yepyeni bilgiler de ortaya çıktı ve şimdiden bir kitap hacmine ulaştı. Mümkün olursa kalıcı hale getirmek için yayınlamayı düşünüyorum ve ilgi göreceğini tahmin ediyorum.
Bu yazımda, çalışmamın küçük bir bölümünü oluşturan ve her dönemde ilgi çeken, sözünü ettiğim bu değerli arazinin bu güne kadar olan hikayesini anlatmaya çalışacağım.
Levent Kışlası ve Nizamı Cedid Kışlası Dönemi
Bir süre önce bu köşede yayınlanan “Konaklar Mahallesi’nin Değerli ve Anlamlı Tarihi Eseri, önce Levent Kışlası’nın ve Sultan III. Selim’in Hünkâr Kasrı, sonra Perili Köşk ve şimdi Türkiye Futbol Federasyonu’nun Levent Binası” başlıklı yazımda, bugünkü Levent semtini de içine alan kışladan, burada verilen askeri eğitimden, sonrasında yaşanan dramatik olaylardan bahsetmiştim. Yazım ilgi ile karşılandı ve tahminimin üzerinde bir okuyucu kitlesine ulaştı.
Tarihi 1793 yılına kadar uzanan bu dönemi ve yaşananları burada tekrar etmeyeceğim. Sadece şunu vurgulayacağım: Bugünkü Levent semtinin ilk kullanımı, Sultan I. Abdülhamit (1725-1789) (saltanatı 1774-1789) dönemine rastlar.
I. Abdülhamit 1775 yılında, bugünkü güzergâhını takip eden Büyükdere yolunun doğusundaki ve kuzeyindeki geniş araziyi 1770-1779 yılları arasında Kaptan-ı Derya (Deniz Kuvvetleri Komutanı), daha sonra 1789 yılında Sadrazam olan Cezayirli Gazi Hasan Paşa’nın (1713-1790) idaresine verdi. Çok becerikli olan Paşa, bölgeyi tarım için bir nevi üretim çiftliği haline getirdi, bahçeler ve binalar yaptırdı. Kendine bağlı bir grup denizci askeri de (leventler) bölgenin güvenliğini sağlamak ve askeri eğitim yaptırmak için buraya yerleştirdi. Böylece bölge “Levent Çiftliği” olarak anılmaya başlandı.
I. Abdülhamit’in ardından tahta çıkan Sultan III. Selim, Cezayirli Gazi Hasan Paşa’nın ölümünden bir yıl sonra (1791), Levent Çiftliğinde var olan yapılara, büyük bir kışla, atış ve eğitim alanları ile bir kasır eklenmesini ve bölgenin askeri amaçla kullanılmaya hazır hale getirilmesini istedi. “Levent Çiftliği” böylece “Levent Kışlası” olarak anılmaya başlandı. Kışla binaları ve gerekli diğer binalar yaptırıldı. 1792-1798 yılları arasında burada 4.000 kişilik Nizam-ı Cedit ordusu eğitim yapıyordu.
Sözünü ettiğim yazımda bütün bunları oldukça detaylı bir şekilde yazdığım için burada tekrar etmiyorum. Merak edenler o yazımı da okuyabilirler.
Sözünü ettiğimiz yer, aynı zamanda bu kışlaların da yer aldığı bölgedeydi. 25 Mayıs 1807 günü başlayan Kabakçı Mustafa isyanında kışlaların yakılıp yıkılmasından sonra terk edildi, unutuldu ve yaklaşık 140 yıl süreyle üzerinde hiçbir iz olmayan bir bölge halinde kaldı.
Konut Alanı Dönemi
II. Dünya Savaşı sonrasında şehrin konut ihtiyacını karşılamak için seçilen yerlerden biri de bugün “Levent” olarak bu tanınan bölge oldu. Terkedilmiş, üzerinde birkaç mandıradan başka faaliyet olmayan, kışın kurtların indiği bölge, Türkiye Emlak Kredi Bankası tarafından İstanbul Belediyesinden satın alındı.
391 evden oluşan ve bugünkü Levent semtinin çekirdeğini oluşturan birinci kısım inşaatının proje çalışmaları 1947 yılında, inşaatı 1949 yılında başladı ve 1950 yılında tamamlandı. 1950’li yıllardaki işçilik ve inşaat malzemelerinin kıtlığı ve finansman imkanlarının kısıtlılığı göz önüne alınırsa projeyi başlatan ve sonuçlandıran Türkiye Emlak Kredi Bankası’nın ve banka yöneticilerinin ne kadar zorlandığını tahmin edebiliriz.
Levent arazisi, Belediyeden ham bir halde satın alındı ve şehircilik esaslarına göre parsellendi, yol, su, gaz, kanalizasyon, elektrik gibi altyapı tesisleri hazırlandıktan sonra inşaata başlandı. İlk 391 ev, küçük bahçeler içinde tek veya iki katlı, ikiz veya tek evlerdi. Levent’in ilk sakinleri de daha çok bürokratlar ve ticaretle meşgul olan kişilerdi. Evler 20 yıl sabit taksitle satıldığı için ilk sakinler daha çok mütevazi aileler oldu.
Banka, evleri 1949 yılında 12.400–47.400 bin lira arasındaki fiyatlarla satışa sundu. Satışa sunulduğunda ilk şartlar şöyleydi: Evi olmayan vatandaşlar paranın %25’ini satış sırasında ödeyecekti. Kalan %60’ı %5 faiz ile 15 seneye yayılacak, %15’i de %7 faiz ile 10 senenin üstünde bir zamanda ödenecekti. Ödemeler her üç ayda bir yapılacaktı. Dükkanlı evler için dükkanın satış bedeli ayrıca hesaplanacak ve toplam satış bedelinden düşülecekti. Gereken sayıda ev, isteyen banka çalışanları için ayrılacaktı. Yerleşim yerinde su ve elektriğin vaktinde verilememesinden dolayı hiçbir mesuliyetin kabul edilmeyeceği ayrıca bildirilecekti.
Ancak başlangıçta satışlar beklendiği gibi olmadı ve şartlar biraz daha yumuşatıldı. %5 faiz ve 20 sene vade şartı getirildi. Ev fiyatlarının peşinatı da %10’a indirildi.
Bu şartlar da satışları hızlandıramayınca banka nakit ihtiyacını karşılamak için arazinin bir kısmını Squibb İlaç Fabrikası’na sattı ve bu para ile diğer kısımların inşaatına devam etti.
İmar planlarına göre Büyükdere Caddesi’nin sadece güneyi sanayi sahası olarak planlanmıştı. Ama karşılaşılan zorluk sebebiyle böyle bir uygulamaya müsaade edildi. Dikkat edilirse bir daha Cadde’nin kuzey tarafına sanayi için izin verilmedi.
Squibb İlaç Fabrikası Dönemi
1950’li yılların başında söz konusu arazide inşa edilen Squibb İlaç Fabrikası, Levent’te yaşayanların unutamadığı bir yapıydı. Anlatıldığına göre her hafta perşembe günleri bacasından keskin bir ilaç kokusu çıkardı.
1950’li yıllarda Türkiye savaş sonrası gelişen yeni dünya düzenine ayak uydurma çabasındaydı. Serbest piyasa ve liberal dış ticaret politikaları benimsenmiş, çok sayıda yabancı fabrika kurulmuştu. İlaç ve kimya sanayii başlıca yatırım alanlarıydı. ABD kökenli E. R. Squibb and Sons Firması’nın 1954’te üretime başladığı ilaç fabrikası da gelişmekte olan 1. Levent Mahallesi’ne komşu bu arazide inşa edildi. Dönemin modern mimari çizgilerine sahip fabrika üç katlıydı. Bant pencereler, kornişler ve bölümlendirilmiş cam yüzeyler, dönemin mimari anlayışını ve firmanın prestijini yansıtmaktaydı.
1980’lerde başlayan ekonomik düzenlemeler fabrikanın kapanmasına kadar giden süreci hazırladı. Sonunda İstanbul’un ilk uluslararası modern mimari örnekleri arasında sayılan Squibb İlaç Fabrikası 1980’lerde kapandı, binası yıkıldı ve çevresi tel örgülerle kapatıldı.
Daha sonra arsasının Merkez Bankası’na satıldığı duyuldu.
Merkez Bankası Dönemi
16 Ocak 2008 günü Hürriyet gazetesinde şöyle bir haber çıktı: “Merkez Bankası'nın Ataşehir'e taşınacağı yönündeki tartışmalar bölgedeki emlak piyasasını alevlendirirken, diğer yandan Merkez'in Levent'teki arsası da ağız sulandırıyor. Radikal Gazetesi'nin haberine göre, bütün işaretler Merkez Bankası'nın Batı Ataşehir'e taşınacağı yönünde, ancak Merkez'e ait Levent'teki koca arazi boş duruyor. İstanbul'un Wall Street'i olarak bilinen ve çok sayıda bankanın genel müdürlüğünün bulunduğu çevredeki 18 dönüm ve 300 milyon dolarlık arsanın adı Merkez Bankası'nın yeni binasının yapılacağı yer olarak geçmiyor. Arsa hem ulaşımın kolay hem de ciddi bir yaya trafiği olduğu için de çok değerli. Bu nedenle de bölgedeki emlakçılara göre 'su içinde' 300 milyon dolar ediyor. Merkez Bankası Levent'teki eski Squibb ilaç fabrikası arsasını 1987'de satın aldı. Banka İstanbul'daki Karaköy ve Unkapanı şubelerini burada yapacağı binada birleştirerek 'Merkez Bankası İstanbul Şubesi' yapmak istedi. Ardından düzenlenen yarışmayı Şaziment, Neşet ve Emre Arolat'ın ortak projeleri 'Merkez Bankası İstanbul Hizmet Binası Projesi' aldı. Projeye göre 105 bin metrekare kullanım alanlı 10'ar katlı iki blok ve 30 katlı bir kule yapılacaktı. Ancak Türk Silahlı Kuvvetleri, binanın roket atış sahasını kapattığı gerekçesiyle projeye itiraz etti. Proje yarım kaldı, inşaat başlatılamadı. Sabancı ve İş Kuleleri ile aynı sırada yer alan arazi Kanyon Alışveriş Merkezi'nin de tam karşısında ve yıllardır boş duruyor.”
Gerçekten de yapılan projeler gerçekleşemedi ve Merkez Bankası’nın Ataşehir’de yeni bir yer satın aldığı anlaşılınca arazi tekrar 13 yıl gibi uzun bir süre boş kaldı.
Sonunda bu alana büyük bir cami yapılacağı duyuldu. Bazı toplum kuruluşları ve bireyler, söz konusu yerin çok yakınında Afet Yolal Camii bulunduğu için buna ihtiyaç olmadığını açıkladılar.
Levent Camii Dönemi
Levent Camii Eğitim Kültür Hizmet Birimleri Yaptırma ve Yaşatma Derneği tarafından yaptırılacak olan Levent Camii'nin hafriyat çalışmaları, Covid salgını günlerinde sokaklarda yaşanan sakinlik nedeniyle planlanandan çok daha hızlı tamamlandı. Temel kazısı 26 Şubat 2020 tarihinde başladı, yaklaşık dört ay sürdü ve 150 bin metreküpten fazla hafriyat yapıldı. Temeli ise 3 Temmuz 2020 günü atıldı. Bittiğinde, Sarıyer’den ve Büyükdere'den Yıldız Hamidiye Camii'ne kadar olan ana arterdeki en büyük cami olacak.
İhale bedeli 159 milyon 738 bin lira olarak açıklandı. Yine yapılan açıklamalara göre, Klasik Osmanlı mimarisinden esinlenerek tasarlanan yapı, 7.000 m2 oturum alanında inşa edilecek ve inşaat alanı 18.000 m2 olacak. 25 metre çapında bir kubbesi ve 4 minaresi bulunacak. 5.500 m2 avlusu, 900 araçlık kapalı otoparkı, 4.000 m2 el sanatları, ebru, hat, tezhip atölyeleri, çok amaçlı salonu, kapalı ve açık alanlarıyla toplam 20.000 kişi kapasiteli olacak. Statik projeleri, İstanbul için öngörülen deprem katsayısının üzerinde bir değer dikkate alınarak hazırlanan cami, depremde toplanma alanı olarak da kullanılabilecek.
Sonuç
1950’li yıllarda ve Levent Projesi sırasında Emlak Kredi Bankası’nın nakit ihtiyacını karşılamak için sattığı konut alanı, sonunda günümüzde Levent Camii alanı haline geldi. Böyle bir nakit ihtiyacı olmasaydı muhtemelen söz konusu yerde onlarca villa görüyor olacaktık.
Sizleri bölgenin arşivimdeki 1800’lü yıllardaki bölgenin en eski gravürü, Squibb İlaç Fabrikası, yapılmakta olan caminin maketinin bölge fotoğrafına monte edilmiş görüntüsü ve diğer birkaç fotoğraf ile baş başa bırakıyorum.
Fotoğraflar
Levent Kışlası’nın, Mahmut Raif Efendi tarafından yapılan ve 1798’den önceki durumunu gösteren gravürü. Tableau des nouvea ax reglemens de l’Empire Ottoman, Mühendishane Matbaası, 1798. Bu resim bölgenin bilinen en eski gravürüdür. Yapılan cami muhtemelen kışlanın önünde görülen caminin yerinde veya ona çok yakın bir yerdedir.
Bu alana 1950’li yıllarda inşa edilen Squibb İlaç Fabrikası
Squibb İlaç Fabrikası’nın ve bölgenin 1950’li yıllardaki bir hava fotoğrafı. Sağdaki yol bugünkü Levent Caddesi ve biraz ileride Afet Yolal Camii.
Bölgenin bir başka hava fotoğrafı. Fotoğrafın en üst kısmında III. Selim’in yaptırdığı, 4. Levent’in en değerli tarihi eseri Hünkar Köşkü. Bugün Türkiye Futbol Federasyonu Binası. Bir diğer adı ile Perili Köşk.
Yapılmakta olan caminin bölge fotoğrafına yerleştirilmiş maketi.
Comments